
Sofra, Medeniyetin Başlangıcıdır, Gazeteci Abdullah Yiğit’in, TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel ile Söyleşisi
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Son zamanlarda sık sık “sofra, medeniyetin başlangıcıdır” ifadesini dile getiriyorsunuz. Bu çok çarpıcı bir tespit. Neden sofrayı medeniyetin başlangıcı olarak görüyorsunuz?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Çünkü insanlık tarihine dikkatle baktığınızda, medeniyet dediğimiz şeyin yalnızca şehirler kurmakla, savaşlarla ya da teknolojik buluşlarla başlamadığını görürsünüz. Asıl kırılma, insanların bir araya gelip birlikte yemek yemeyi öğrenmesiyle başladı. Sofra, sadece yemek yenen bir masa değildir; paylaşmanın, güvenin, dostluğun, hatta barışın simgesidir. Tarih boyunca topluluk bilincini pekiştiren, kültürel kimliği koruyan en güçlü bağlardan biri sofradır. İnanın, birçok savaşın sonu masada, bir sofra etrafında imzalanan barışla gelmiştir. İşte bu yüzden diyorum: Sofra medeniyetin başlangıcıdır.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Ama günümüzde manzara biraz farklı. Aileler küçülüyor, yalnız yaşayanların sayısı artıyor. Sofra kültürü bu durumdan nasıl etkileniyor?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Evet, modern hayatın en büyük trajedilerinden biri bu. Aileler küçülüyor, çekirdek aile modeli bile artık parçalanıyor. Şehirleşme, yoğun iş temposu, bireyselleşme derken, insanlar çoğu zaman yalnız yemek yiyor. Oysa yalnız başına yenilen yemek, sadece bir biyolojik ihtiyaçtır. Kültür değildir, medeniyet değildir.
Sofra dediğimiz şey, ancak paylaşımla vardır. Sofrada ekmek bölünür, tabak paylaşılır, aynı sudan içilir. Yalnız sofralar bu ruhu taşıyamaz. İnsan psikolojisi bile yalnız yemek yemeye uygun değildir. Çünkü yemek sırasında kurulan göz teması, yapılan sohbet, paylaşılan ekmek aslında insanın varoluşunu pekiştirir. Sofra, yalnız karın doyurmak değil; ruhu doyurmaktır.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Bu biraz da modern dünyanın “bireyselleşme” eğilimiyle ilgili değil mi?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Kesinlikle. Modernleşme ve şehirleşme insanı özgürleştirdi belki ama aynı zamanda yalnızlaştırdı. Bugün metropollerde insanlar binlerce kişiyle yan yana yaşıyor ama çoğu kendi yemeğini yalnız başına mikrodalgada ısıtıp yiyor. Bu tablo, kültürel bir yoksullaşmadır.
Eskiden Anadolu’da köy evlerinde sofralar yer sofrasıydı. Büyük bir bez serilir, herkes aynı kaptan yemek yerdi. O sofralarda eşitlik vardı. Kimse kimsenin önüne geçmez, herkes aynı yemeği paylaşırdı. Bu eşitlik duygusu toplumsal barışı da beslerdi. Modern dünyanın bireysel tabakları, kişisel porsiyonları, yalnız masaları bu ruhu kaybettirdi.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Sofranın sadece kültürel değil, tarımla da doğrudan bağlantısı var diyorsunuz. Biraz açar mısınız?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Elbette. İlk medeniyetler tarımla doğdu. İnsan göçebe hayattan yerleşik düzene geçti çünkü toprağı işleyip ürün elde etmeyi öğrendi. Tarım bolluk getirdi, bolluk sofraları doğurdu. Buğday, pirinç, mısır gibi temel tarım ürünleri sadece gıda değil; aynı zamanda kültür ve kimliktir. Sofra, tarımın topluma armağanıdır.
Kısacası tarım toprağı bereketlendirdi, bereket sofrayı kurdu, sofra insanları birleştirdi ve bu birliktelik medeniyeti inşa etti. Bugün sofranın anlamını kaybedersek, aslında tarımın ve toprağın değerini de kaybederiz.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Peki, sofranın diplomasi ve barışla nasıl bir ilişkisi var?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Tarih boyunca sofralar savaşların ardından barışın imzalandığı mekânlar oldu. Mesela Ortadoğu’da “barış ekmeği” yemek diye bir gelenek vardır. Anadolu’da “aynı sofraya oturmak” dostluk anlamına gelir. Batı’da ise “breadand salt diplomacy” yani ekmek ve tuz diplomasisi diye bilinen bir anlayış vardır.
Bir sofraya oturmak, tarafların birbirini insan olarak kabul etmesi demektir. Çünkü sofra herkesi eşitler. Zengin-fakir, güçlü-zayıf, aynı sofrada aynı ekmeği böldüğünde eşit hale gelir. Bu yüzden sofra, sadece aileyi birleştiren değil; milletleri, hatta düşmanları bile barıştırabilen bir güçtür.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Modern dünyada, özellikle pandemi döneminde sofraların önemini yeniden hissettik. Sizce bugün sofrayı korumak neden daha da önemli hale geldi?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Çünkü bugün sofralar büyük tehdit altında. Pandemi döneminde market raflarının boşaldığını gördük, sofraların dağıldığına şahit olduk. Savaş bölgelerinde en acı tabloyu açlık ve boş sofralar oluşturuyor. Bir ülkenin sofraları dağıldığında, toplumsal huzur dağılır, aile bağları zayıflar, barış ortadan kalkar.
Gıda güvenliği, sadece ekonomik bir mesele değildir; aynı zamanda sosyal barışın teminatıdır. Sofrayı kaybeden toplum, medeniyetini kaybetmeye başlar.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Türkiye’nin bu noktada özel bir misyonu olduğunu düşünüyor musunuz?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Kesinlikle. Türkiye, sofra medeniyetinin merkezlerinden biridir. Osmanlı’dan günümüze uzanan misafirperverlik geleneğimiz vardır. Soframız sadece yemek yenen bir yer değil, dostluğun, paylaşımın mekânıdır. Bugün Türkiye, tarım diplomasisi, coğrafi işaretli ürünleri, genç çiftçileriyle dünyaya bu kültürü yeniden hatırlatabilir.
Sofra diplomasisi diye bir kavram geliştirmeliyiz. Bu, yalnızca ürün ihraç etmek değildir. Aynı zamanda güven, dayanışma ve barış ihraç etmektir. Türkiye bu noktada tarihi ve kültürel birikimiyle çok önemli bir rol oynayabilir.
Gazeteci Abdullah Yiğit:
Son olarak, geleceğe dair mesajınızı almak isterim. Sofrayı korumak neden medeniyeti korumaktır?
TARIMKON Genel Başkanı Hakan Yüksel:
Çünkü sofralar yalnızca yemeklerin sunulduğu yerler değil; toplumların barışı, dostluğu ve medeniyeti kurdukları mekânlardır. Bugün dünyanın ihtiyacı yeni silahlar değil; daha çok sofradır.
Unutmayalım: Sofra, yalnız yemek değildir. Sofra bir dildir. Sofra paylaşmaktır, güvenmektir, barışmaktır. İnsanları bir araya getiren en güçlü bağlardan biridir.
Eğer sofraları koruyabilirsek, medeniyetimizi de koruyabiliriz. Eğer sofraları çoğaltabilirsek, dünyada barışı da çoğaltabiliriz. Sofra medeniyetin başlangıcıdır, geleceğin de teminatıdır.

В Жигаловском районе Иркутской области по народной программе «Единой России» отремонтировали детский сад

Ilham Aliyev received ICESCO Director-General

Helsinkidə azyaşlı soydaşlarımıza milli musiqimizə həsr olunan dərs keçirilib

«Единая Россия» организовала благотворительный концерт в Измайловском Кремле в честь бойцов СВО

Birleşik Rusya’nın desteğiyle Murmansk’ta judo, sambo ve grekoromen güreşte bölgesel yarışmalar düzenleniyor

Birleşik Rusya, Lugansk’ta çocuklar için bir eğlence programı düzenledi